10 Ekim 2013 Perşembe

#AklımdakiAtlıKarınca #2



      Sevgili izleyiciler;

     Okuduğum, sevdiğim, beğendiğim şeyleri bir yerde toparlamak istedim. İyi okumalar, dinlemeler, yudumlamalar, tüttürmeler, bu postumu incelerken; her ne boklar yapıyorsanız onların iyilerinden olsun işte.


                               


     İstanbul Modern'deki Göğe Bakma Durağı'nı ziyarete gitmek gibi bir isteğim vardı, sanırım olmayacak. İstanbul'da olup vakti olanlar varsa bir gidip görsün derim. Bir de Turgut Uyar'ın şiirinin adı koyulmuş fakat o niyetle yapılmış bir çalışma değil. İlk başta böyle bir çalışma yapılmış ve daha sonra adı "Göğe bakma durağı" olsun denilmiştir. Bilgi edinmek isteyenler için; istanbul modern , sky spotting stop . Yine bir isteğimi gerçekleştiremeyecek olmanın hüznü... nerede bu lanet olası çakmak!


     "Hata kaçınılmazdır, yeni bir şey yapmak için." TURGUT UYAR

                               

     Bu aralar Birsen Tezer şarkılarına takmış durumdayım, "kusura bakma" da o şarkılardan biri.

" ...hiç kusura bakmasın yarın... Gözünü kapatıp içini duyma zamanı"


     
19 - 24 Kasım tarihleri arasında 14. Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali var, program henüz açıklanmadı ama ona gideceğim, bir aksilik olmazsa.



     " Birilerinin kafama çivi çakmasından uzaklaşma hakkımı kullanmak istemiştim sadece.

     Birilerinin zavallı hayatıma bakarak kendini tatmin etmesinden,

     boktan hikayelerini parlak destanlar gibi görmek için karanlığıma bakmasından,

     beni ben yapan şeyleri pandiklemesinden uzaklaşmak,

     ruhumu özgür bırakmak istemiştim."
YEKTA KOPAN


     "Ruhumun bendenimden ayrılıp gün batımına gitmesine izin verdim.
     Uzandım.
     Gözlerimi kapadım.
     Artık tanımadığım bir sesle mırıldandım:
     "Seni senden başka kim özgürleştirebilir ki?" YEKTA KOPAN
                         


     " Severdim.
     Seviyordum çünkü
     hayatım boktan müzikler çalan,
     kimselerin dinlemediği yerel bir radyo istasyonuydu
     ve o,
     bir gece yarısı can sıkıntısından radyo kanallarını dolaşırken sevdiği bir parçaya denk gelmiş
     ve kalmıştı bu radyo istasyonunda."
BATUHAN DEDDE


     "Sanki bir piçin elindeki kibrit çöpüydüm ve yanmamı izliyordum, günden güne nasıl karardığımı...
     Hayatım içinden çıkılmayan bir soru haline gelmişti.
     Boktan havuz problemleri,
     Ali'nin yaşı ve babasının yaşlarının toplamı kadar boktan ve bayağı...
     Bayat bir bisküvi gibi hissediyordum kendimi,
     çaya batırıldıkça parçaları bardağın içinde kalan.
     Varlığı her gün beni bir bardak çaya batırıyor;
     büyük büyük parçalarım kalıyordu bardağın içinde.
     Eksiliyordum.
     "Ali'nin de mına koyarım şimdi babasının da, yeter lan!" diye bağırdım.
     Patlamıştım çünkü bir "soru" daha geliyordu.
     Sorulardan nefret ediyordum."  
BATUHAN DEDDE



     
Ve son olarak şarkımı paylaşır da giderim.
          hadi iyakşanlar.
                arrivederci
                         


   

   


     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder