17 Ekim 2019 Perşembe

Kökler, Yollar Ve Yitik Benler * Susanna Tamaro



     - İşte benim hayat tarzım: bir şeye varmak ve hemen sonra huzursuzca onu terk etmek.


     - Aslında avutulması mümkün olmayan bir mutsuzluğa düşmüş değildim, ender olarak drama dönüşen sıradan bir beceriksizlik sergiliyordum.


     - Yeniden uyandığım sabah, kalktığımda adımlarımın eski güvenlerini yitirdiğini, hareketlerimin tereddütlü olduğunu fark ettim; aynada gördüğümse bir zamanlar ben olan kişinin gölgesiydi sadece.


     - Kendimi her şey için inceden inceye sorguladıkça bedenimin tüm enerjisini çaldım; ta ki onu tümden kıvamsızlaştırana ve benliğimde yarı gölge yarı insan olduğuma ilişkin bir fikir oluşana kadar.


     - İçsel olarak hayatım çatladı, artık şiddetli dürtüler hissetmiyorum, abartılı hareketler yapacak halim yok; bir yanımı kötü olana sunmaya, bir şekilde gölgelerin akrabası olmaya devam ediyorum.


     - Arada sırada ölümün kemiklerini çatırdattığı, hafif bir soluk gibi içime sızdığı izlenimine kapılıyorum. Bazen de, özellikle geceleri, derin mi derin bir yalnızlık duygusunun içine yuvarlanıyorum. Kalbimin attığını, ciğerlerimin genişlediğini hissediyorum, nabzımın her atışını duyuyorum; bu beni hiç sevindirmediği gibi sadece derin bir kaygı yaratıyor.


     - Zamanla tümden umursamaz birine dönüştüğümü söylemek istemiyorum; daha adil bir hayat olasılığına ilişkin bir umudu koruyorum hala, ama gündelik hayat konusunda bir tür kopukluk hissediyorum.

1 yorum: