13 Mayıs 2018 Pazar

Tekeşlilik - Sadakat ve İhanet Üzerine Aforizmalar * Adam Phillips


     Merhaba!

     Bu aralar sık sık felsefe - psikanaliz türünde kitaplar okuyorum. Bu bağlamda Adam Phillips severek okuduğum psikanalistlerden biri.

     Tekeşlilik isimli kitabında sadakat ve ihanet üzerine aforizmaları var, bu aforizmalardan bazıları;


     Beraber yaşlanmak mı, beraber gençleşmek mi? Daima direnilecek, karşı konulacak bir şey vardır.


     Var olmayan bir şey uğruna mı yarıştığımızdan, yoksa bizden başka kimsenin yarışmadığı bir yarışı mı kazandığımızdan asla emin olamayız. Evlilikte kimin keleğe geldiğinden tam olarak emin olamama nedenimiz budur. Bizi başarı kadar yenik düşüren başka bir şey yoktur. Başarı her zaman yenilgiden daha kafa karıştırıcı, esas olarak daha ironiktir.


     Kendine ihanet, hissi bir melodramdır; kendi doğru yargılarımızın Tanrı katına çıkarılması, utanca hayranlık. Her zaman kendime sadığım, sorun da bu zaten. Başka kime sadık olabilirim ki? Kendi kendimi hayal kırıklığına uğrattığımı söylediğimde, övünüyorumdur. Çünkü ben kendisine sadık olmaktan kaçınamayacağım tek kişiyim. Başka bir deyişle, kendimle cinsel ilişkim, tekeşlilik üzerine bir inceleme.


     Hiç kimse hak ettiği ilişkiyi elde edemez. Bu kimi için sonu gelmez bir içerleme kaynağıdır, kimi içinse sonu gelmez bir arzu kaynağı. Kimileri içinse en önemli şey, sonu olmayan bir şey bulmuş olmaktır.


     İlişkilerin nasıl olup da yürümediği hakkında yazılanlar, nasıl olup da yürüdüğü hakkında yazılanlardan daha fazladır. Uzun süre mutlu bir hayat yaşayan çiftleri tarif etmek için banallik dışında bir dilimiz yok neredeyse. Onların bir sırrı olsun isteriz, ya da bize verecek bir şeyleri olsun. Ya da bizim onlara verecek bir şeyimiz olsun; kuşkularımız dışında.
     Gizli kalmış hiçbir şeyin olmaması ihtimalinden daha dehşet verici bir şey yoktur. Mutlu bir evlilikten daha büyük bir skandal olamaz.


     Eğer masturbasyon, işi tam istediğiniz gibi yapmaksa, başkalarıyla sevişmek, işi istediğinizin farkında olmadığınız şekilde yapmaktır. Başka insanlar başka bir şeydir.


     Tekeşliliğe olan bağlılığımız, iyi hikayelere duyduğumuz iştaha dayanır. Bir de iştahlı olmaya ne kadar iştah duyduğumuza. Tek gerçek tekeşli ilişki, kendi kendimizle olandır.


     İnsanlarda aşık olduğumuz özellikler, sonunda bizi öfkeden kudurtan özelliklerle aynıdır çoğunlukla. Ya aşkımızın şiddetine dayanamayız, ya da o özellikleri gerçekten sevmemişizdir zaten - onlar yalnızca ruhsal bir simyanın başka bir şeyi mümkün kılması için gerekenlerdir. Gözlerimizi kamaştıran, bizi bir arada tutan o başka şeydir aslında.
     İlişkilerin sürmesini sağlayan da budur işte: yaşam boyu sürecek bir romansın anahtarı olan hayal kırıklığı.


     Yabancılık heyecan vericidir ama bizi düzenimizi bozmakla tehdit eder; rutin rahatlık vericidir ama bizi uyutmakla tehdit eder.


     Eğer beklenebilir olan bizi aptallaştırıyor, beklenmedik olan ise dehşete kaptırıyorsa, ne yapmalıyız? Eğer daime risk ve teslimiyet, güven ve felaket arasında sıkışıp kalıyorsak, bir sonraki adımımızın ne olacağına nasıl karar vereceğiz? Belki de, insan tabiatı - ya da daha beteri, insanlık durumu hakkında büyük fikirlere doğru kaçmadan önce, bir şeye istediğiniz için sahip olmakla, sahip olduğunuz için istemek arasındaki farkı hatırlamalıyız.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder