16 Kasım 2017 Perşembe

Açlık Sanatçısı * Franz Kafka



"tek dileğim açlık gösterimi beğenmenizdir."
“zaten beğenmiyor muyuz!”
“ama beğenmemeniz daha doğru olurdu.”
“ne yapalım, biz de beğenmeyiz. iyi de, beğenmememizin nedeni ne olacak?”
“neden olacak, ben çaresiz aç kalmak zorundayım.”
“bak, bak! pekiyi de neden aç kalmak zorundasın?”
açlık sanatçısı küçücük kalmış kafasını kaldırıp dudaklarını birini öpecekmiş gibi büzdü. söyleyeceklerinin tamamının anlaşılmasını ister gibi, tam yöneticinin kulağına;
“çünkü,” dedi, “çünkü tadı hoşuma giden bir yemek yok. böyle bir yemek olsa, asla bu ünün peşinde koşmaz, sizin gibi, diğer insanlar gibi karnımı bir güzel doyururdum.” açlık sanatçısının son sözleri bunlar oldu.      (Açlık Sanatçısı)




Ne var ki, ırkımız sadece çocuksu olmakla kalmaz, aynı zamanda erken yaşlanmışlıkla da tanımlanabilir. Çocukluk ve yaşlılık kavramları, ırkımızda başkalarına benzemeyen anlamlar taşırlar. Gençlik nedir bilmeden yetişkinliğe adım atıyoruz. İşte bu nedenle, yeis dolu bir umutsuzluk ırkımızın çoğunlukla direngen ve umudunu yitirmeyen doğası içinde kalıcı bir yer ediyor.   (Şarkıcı Josephine ya da Fare Irkı)




Başka ne isterse kolayca kabul görecekken, bu isteğin gerçekleşmeyeceğini bile bile ısrar ediyor. Josephine'in daha ilk anda isteklerini değişik belirlemesi gerekirdi, şu anda yanlış yola saptığını o da fark etti ama geri adım atamıyor, çünkü en küçük geri adım kendi kendisine ihanet etmesi anlamına gelecektir; artık geri adım ile ölüm aynı anlamı taşımaktadır.     (Şarkıcı Josephine ya da Fare Irkı)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder