14 Mayıs 2017 Pazar

Huzursuzluk * Zülfü Livaneli

   


     - "Şu küçücük dünyada herkes incitilmiş,
     isimsiz, herkes yanlış yerde." Fernando Pessoa - Huzursuzluğun Kitabı


     - Harese nedir bilir misin oğlum? Arapça eski bir kelimedir. Bildiğin o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir. Harese şudur evladım: Develere çöl gemileri derler bilirsin, bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden, aç, susuz çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani. Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır. Gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar. Keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar. Tuzlu kanın tadı dikeninkiyle karışınca bu, devenin daha çok hoşuna gider. Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. Bunun adı haresedir. 


     - Asil insanların en neşeli zamanlarında bile bir hüzün vardır, daha düşük ruhlar ise en sefil zamanında bile neşelidir.


     - Eli, eli lama sabakhtani? Evet, yani dediğiniz gibi, Tanrım, Tanrım beni niye terk ettin?


     - Sevişirken iç içe geçen, solukları karışan, birbirine en yakın hale gelen insanların, sonradan bu kadar yabancılaşmasına, hatta can yakmaya çalışmasına hep hayret etmişimdir. Önce en büyük haz, sonra en büyük can yakma, ne tuhaf.


     - Bir yer var
     İyiliğin ve kötülüğün ötesinde
     Seninle orada buluşacağız.


     - Ayrıca, bütün bunlar olurken bu kadar dinin tanrısı ne yapıyordu diye sordum kendime ve cevabı buldum. Tanrı o sırada dinleniyordu çünkü yedinci gündü, altı günde evreni yaratmıştı ve yedinci gün dinlenmeye çekilmişti. Herhalde bu yüzden çığlıkları duymamıştı.


     - Kadınla erkeği birbirine çeken, feromon mu, koku mu, ten uyuşması mı, kişilik mi, tavır mı, davranış mı, ses mi, gülüş mü, bakış mı, boy bos mu, ruh güzelliği mi, kafa denkliği mi her neyse, hiçbiri yoktu bunların. Belki de bir hikayeye vurulmuştum; hiç insan bir hikayeye vurulur mu? Oluyormuş demek ki diyordum kendi kendime.


     - Orada bekle pastane, diyorum, henüz gelmese de yar, umudum var!
     Bir pazar geleceğini adım gibi biliyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder