7 Nisan 2013 Pazar

Orospu Kırmızı * Umay Umay

Yüreklerinin en düşsüz yerinde
öyle apansız kalakaldım.
Ben kötüyüm, erdem kimin adı
Bir bıçakla rüzgar sokarım içime
sonra iyileşeceğimi söylerim
Cam kırıklarının üzerinde sevişmekten bıktım derim
Az acıyı arıyordum kendi kanımı içiyordum derim.


Bana muhallebiciden tavukgöğsü alırsın. Belki bana bir adres bile satın alırsın, çok paran vardır senin. Belki ameliyat ettirirsin; gitsin diye yüzümün diğer yarısı da. Nerem varsa insan kalan...İşte orası acıtıyor.


Ben de en az senin gibiyim. Ve en çok senin gibi.


Büyük bir hızla kendi hapishanemi inşa ediyorum. Güvenilir ve pahalı çelik. Çok ağladım, çok erkek oldum ama çok da kadın. Kimseyle, kendimle bile yaşayamadım. Birkaç sözcük inliyor dilimin altında, gerçek ne bilmiyorum. Bir suçlu gerek bana; hemen şimdi, benim gibi.


Fotoğrafını duvara asıp, sözcüklerin yok etme, var olma savaşı verdiği sayfaları yırtıp atıyorum. Kendine söyleyemediklerini dudaklarının kenarları anlatır bana. Korkularını, korktuklarını. Her şeyi, her şeyi unuturum. Sadece bir fotoğraf için evime diğer gecelerden daha erken dönerim. Daha erken uyanırım...

Ağlama bebeğim, her şeyi nefret edecek kadar çok sevdim.

Ölüyorum, annem bana hiç kızmıyor...

Sana yazarak kurtuluyorum. Bir de çubuk kraker yiyorum.


Ben kendimi yakarak öğrenirim
sarı ve sıcak öğrenirim
yalayarak, tükürerek
durup kusarak öğrenirim


Düğmelerimi boğazımı örtünceye dek kapadım. Okumasınlar beni aşkım. Omuzlarımı gösterme onlara.


Her aşk bir orospu yaratıyor. Bense beyaz duvaklar, dokunduğumda irkilen sırtlar çiziyorum. Ben de oluyorum, o senin kendin için korktuğun yerde.

Kalbimi kesip çakmağımın içine doldurdum. Yanmıyor, kahretsin, yanmıyor.


Hep, masumuz işte kalmadı gözyaşımız diye bağıracağım. Senin için akvaryumlar çalacağım.


BİR, İKİ, ÜÇ, DÖRT, BEŞ... ALTI değil. Hayat, benden gizlediğin ellerini hangi cebinde saklıyorsun.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder