15 Kasım 2015 Pazar

Sigarayı Şu Anda Bırakın * Allen Carr

     - Sizin nikotin bağımlılığınızla bir eroin bağımlısının uyuşturucu bağımlılığı arasında hiçbir fark yoktur.


     - Sigara içmek boşluğu doldurmaz, onu yaratır.


     - Başarısızlık korkusu mantıklı değildir. Denemezseniz baştan başarısız olmuşsunuz demektir.


     - Başarıdan korkmanızın nedeni beyninizin yıkanmış olmasıdır.


     - Korkularınızı ortadan kaldırınca başaracaksınız.


     - Sigarayı bırakma sürecinin tadını çıkartın.


     - Sabahın il sigarasının tadı iğrençtir, sizi öksürtür. Özel gelmesinin tek nedeni, tüm gece nikotinden uzak kalmanızdır; size tek rahatlatıcı gelen Küçük Nikotin Yaratığı'nı beslemenizdir, ama hissettiğiniz sersemlik duygusu "rahatlama" değil, bedeninizin zehre verdiği tepkidir.


     - Sigara içmek canınızı sıkar, sizi tembeli hareketsiz, uyuşuk biri yapar ve yaşam sevincinizi yok eder.


     - "Şu ya da bu ortamın tadını bir sigara olmadan çıkartamam," demektense, tam tersini yapın. Kendinize gerçeği hatırlatın: MUHTEŞEM DEĞİL Mİ, ÖKSÜRE ÖKSÜRE KENDİMİ ÖLDÜRECEĞİM BU KÖLELİKTEN KURTULUP ÖZGÜRCE BU ANIN TADINI ÇIKARTABİLİRİM!


     
- Kötü bir gün geçiriyorsanız, kendinize, "Tamam, bugün pek parlak değil, ama en azından artık nikotinin kölesi değilim," deyin. "Yaşamak çok güzel, artık sigara içmediğime göre çok daha güzel."


     
- Sigaranın size ZERRE KADAR FAYDASI YOKTUR. Bunun nedenini anlamanız ve kabul etmeniz gereklidir. Böylece fedakarlık duygusu hissetmezsiniz.


     - Yoksunluk duygusu tümüyle ortadan kalkmadan önce, geçiş dönemine ihtiyacınız yoktur. (Buna yanlış bir biçimde "nikotin çekilmesi dönemi" denir.) Yoksunluk fiziksel değil, zihindedir. Bu kitabı bitirdiğiniz zaman bu duygunuz da geçecek.


     - Bir sigara içmek ya da seyrek sigara içmek diye bir şey yoktur. Gerçeği olduğu gibi görün: yaşam boyu sürecek pis bir bağımlılık.


     - Ölümcül düşmanınızdan, yani sigaradan kurtulduğunuz zaman, yas tutmanıza gerek kalmaz. Tam tersine, en başından itibaren sevinç içinde olmalı ve kutlamalı, yaşamınızın geri kalanında da bunu yapmaya devam etmelisiniz. Şunu aklınıza sokun: Sigara sizin dostunuz değildir, hiçbir zaman da olmamıştır. En kötü düşmanınızdır. Hiçbir şeyden fedakarlık etmiyorsunuz, sadece çok olumlu kazançlarınız olacak.


     - Geçmişte zihniniz Küçük Canavar'ın yoksunluk duygularını, "Bir sigara yakmak istiyorum," şeklinde yorumluyordu çünkü sigaranın boşluk duygusunu, güvensizliği ortadan kaldıracağına inanıyordu. Ama artık bu duyguların nedeni olduğunu biliyorsunuz. Rahatlayın. Duygunun gerçekten ne olduğunu kabul edin ve kendinize şunu hatırlatın: "Sigara içmeyenlerin böyle bir sorunu yoktur. Bu ıstırabı sigara içenler çeker ve yaşamlarının sigara içerek geçirdikleri her anında da çektiler. Yakında sonsuza dek yok olacak. Bu muhteşem değil mi!" Böylelikle yoksunluk sıkıntılarınız kendilerini yoksunluk sıkıntısı olarak değil, mutluluk anları olarak hissettirecektir.


     - Nikotin girdisini kestiğiniz andan itibaren, Küçük Canavar ölmeye başlar. Ölürken sizden onu beslemenizi talep eder. Onu bir parazit gibi düşünün. Zihninizde onu canlandırın ve onu aç bırakarak ölüme mahkum etmekten zevk duyun.


     - Küçük Canavar onu beslemeniz için sizi mahvedemez. Siz onu mahvediyorsunuz ve yakında sonsuza dek özgür olacaksınız.


     - Nikotin korku ve paniği rahatlatmaz, onun sebebidir. Kendinizi toplayın. Paniğe kapılmanız için gerçekten bir neden var mı? Sigarayı bıraktığınız için kötü bir şey olamaz.


     - Kendiniz ve yaşamınız için çok önemli bir şey gerçekleştirdiğinizi unutmayın. Bu, hiçbir şey kaybetmediğiniz ve harika şeyler kazandığınız çok nadir anlardan biridir. Yoksunluk çekmeyeceksiniz çünkü hiçbir fedakarlık yapmıyorsunuz. Vazgeçtiğiniz hiçbir şey yok. Her türlü keder ve elemi bir kenara bırakarak heyecan, rahatlama hissedin, iğrenç karabasan nihayet sona erdi ve artık özgürlüğün tadına varacaksınız. Ta başından sigara içmeyen biri olmanın keyfine varın.


     - Bedeninizin içindeki Küçük Canavar'ı bir çölde, içecek bir şey ararken hayal edin, siz onu susuz bırakacaksınız. "Sigara istiyorum ama içemiyorum," diye düşüneceğinize, "Küçük Canavar uyuşturucu dozunu istiyor. Sigara içenler ömürleri boyunca bu ıstırabı çekiyorlar. İçmeyenlerin böyle bir derdi yok. Muhteşem değil mi, ben de sigara içmeyen biriyim ve yakında ondan tamamen kurtulacağım!" diye düşünün. Böyle yaparsanız yoksunluk sıkıntısı zevk anlarına dönüşür.


     - vazgeçtiğiniz nedir?.. öksürük ve rahatsızlık... sizi kontrol eden bir madde ve utanç... maliyet... aslında vazgeçtiğiniz hiçbir şey yoktur...

6 Kasım 2015 Cuma

Kafka'yı Kullanma Kılavuzu * Orhan Tuncay

     - Kafka'nın fazla dolaşmayı sevmeyen, yeniliklere ve topluma karşı çekingen bir yapısı vardı. Meslektaşlarıyla önemli sayılabilecek buluşmaları olmamıştı. Katıldığı edebiyat toplantılarında da kendisini öne çıkartmak için çok fazla bir çaba sarf etmezdi.


     - "Bir son var, ama yolu yok. Yolun içinden çıkılamaz olduğunu söyleyebilirim." Kafka - Amerika


     - " İnsanlarla konuşmam konusundaki zorluklar (diğer insanların kesinlikle inanılmaz buldukları), düşünmemin veya daha çok bilinç içeriğinin tamamen bulanık olmasından, bu yüzden bir akli dengesizliğe düşmememden, hatta bazen tatmin olmamdan kaynaklanıyor. Ama yine de insanlarla anlamlı, güvenilir ve tutarlı bir biçimde konuşmak gerekiyor ki, bu özellikler bende yok. Kimse benimle birlikte sis dumanları arasında kalmak istemez. İstese bile, ben kafamdaki sisi uzaklaştıramam. İki kişi bir araya gelince, bu kendini yok ederek, hiçliğe dönüşür." Kafka


     - " Konuşmak, nasıl oluyor da benim dışımda herkesin hoşuna gidiyor! Belki de, garip ve dolambaçlı bir yoldan insanlara dönmek için çok geç." Kafka


     - "Yalnızca gerektiği için değil, aynı zamanda ikna olmadığım için sessizim." Kafka


     - 'Varoluşçuların en fazla vurgu yaptığı duygulardan birisi de budur. İnsan kendi varlığını onaylayabilmek için yaşam içerisinde bir etkiye sahip olmak ihtiyacı hisseder. Eğer tüm çabalarına karşın herhangi bir etki yaratamadığını düşünüyorsa, varoluşunu onaylayacak bir kanıttan da söz etmek mümkün değildir. Sanırım bu sebeple de yaşadıkları dünyayı inanılmaz ve kötü bir düş gibi algılama eğilimi sıkça karşımıza çıkıyor. Yani yaşamı bir çeşit kabus, yani gerçek olamayacak kadar kötü bir düş gibi nitelendiriyorlar; aslında hiç doğmadan, bir rüyanın içinden gelip geçmek ya da hiç doğmamış olmayı dilemek...' (Editörün notu)


     -" Durumumu sade bir biçimde -böylece, tam gerçeğe uymayan bir kabalıkta- şöyle açıklayabilirim: Genellikle bağımlı bir yaratık olan ben, her şey için sonsuz bağımsızlık ve özgürlük özlemi duyuyorum. Bunun yerine at gözlüğü takıyorum ve tanıdık yerlerden beni uzaklaştıramayacak nesnelerin, dikkatimi kendilerine çekmeyi sürdürecekleri limitlere kadar ancak yol alabiliyorum. Bu nedenle aileme söylediğim veya onların bana söylediği her söz, benim için çok kolaylıkla ayağımın takılabileceği bir engel oluşturuyor. Yaratmadığım veya kendimi fethetmediğim her ilişki, benim mahvolmamda bir rol oynamasa da değersiz ve yürüyüşümü engelliyor. Bundan nefret ediyorum veya nefret etmeye yakınım. Yol uzun, gücüm az, bu nefret için yeterli neden var." Kafka


     - "Çünkü birbirleriyle ne kadar buluşurlarsa buluşsunlar, aşkları temelde Werther veya Kierkegard'ın aşkları gibi bir mektup aşkıydı." Willy Haas


     - "Yaşam tarzım yalnızca yazmaya göre ayarlanmış. Ve eğer değişimler olursa, bunlar herhalde yalnızca yazmama daha iyi uyum sağlamam için olacaktır; çünkü zaman kısa, gücüm sınırlı, ofis ürkütücü, apartman gürültülü ve eğer tatlı, düzgün bir yaşam olanaksızsa, o zaman kişi hafif manevralarla eğilip bükülmelidir." Kafka


     - "Kafka, sürekli bir gerilim içinde, sıkıntı ve korku içinde yaşamaktadır. Bu korku onu varlığının köklerine kadar etkilemektedir. Ezici bir sorumluluk hissetmektedir Kafka: yaşamın anlamını ortaya çıkartmak, hakikati söylemek, hakikatin kendisi olmak sorumluluğu ile bu görevi başaramamak arasında kalmıştır." Garaudy


     - "Allahım" diye düşündü, "ne zor bir iş seçmişim! Gece gündüz yolculuk. İş karmaşası, büromdakinden çok daha fazla ve bu yorucu seyahatlere de dayanmalıyım. Trenlere yetişmeliyim, uygun olmayan saatlerde kötü yemekler yemeliyim. Sürekli değişen ve içten olmayan insanlarla ilişki kurmalıyım. Yüzünü şeytan görsün!" Kafka